Herkes görülmeye, duyulmaya ihtiyaç duyar mı?
Görülmemek duyulmamak anlaşılmamak da bir ihtiyaç mıdır?
Hiç birinin sizi anlamasından korktuğunuz oldu mu? Gizlenme
ihtiyacı duydunuz mu hiç?
Anlaşılma ihtiyacı herkes tarafından kabul edilen doğal bir
ihtiyaçken, anlaşılmamaya kişi neden ihtiyaç duyar?
Kişiler benliklerini tehlikeye sokan durumlardan kaçınma
eğilimindedirler. Anlaşılmak, duyulmak, görülmek kişi tarafından bir tehdit
olarak algılandığında benliğini korumak isteyen kişi anlaşılmamak ister.
-‘’24 geçiyor mu burdan?’’ Meryem’in anlaşılmama savunması
mekanizması olarak çıkar adeta karşımıza.
Anlaşılmak onun için korkutucu bir deneyim olarak
kodlanmıştır, gündeliğe gittiği kişiye duyduğu duygusal yakınlığın bilinmesi,
duyulması, anlaşılması onun için tehdit olarak görülmektedir. Sadece Sinan'a olan duyguları değil Meryem diğer tüm duygularını yok saymayı öğrenmişti.
Peki neden veya nasıl?
Aslında bu durumu anlamak için hikayeyi en başa sarmalı...
Erken dönem deneyimleri bireyleri hayatları boyunca takip eden kodlara dönüşebilir. Bebeğin ihtiyaçları bakım veren tarafından
karşılanırsa bebek ihtiyacını ifade ettiğinde bunun çözüleceği karşılanacağı
ile ilgili bir algı oluşturur. Anne veya babası iyidir, insanlar iyi ve
güvenilirdir. İlerde de bu inanç devam ettirilir bir sorun
olduğunda bir ihtiyacı olduğunda bunun diğerleri tarafından anlaşılıp
karşılanacağı, problemin çözüleceği inancını ile kişi kendini ifade eder.
Fakat eğer bu ihtiyaçlar bakım veren tarafından
karşılanmazsa çocuğun problemi çözülmezse çocuk sorunu daha üst bir seviyeye
taşır ancak yine karşılanmaz görmezden gelinirse çocuk problemi yok saymayı
öğrenir. Çocuk yakınlık istediğinde bu ihtiyaç karşılanmıyorsa çocuk yalnızlığı
arzulamayı, diğerlerine ihtiyaç duymamayı tercih eder ve öğrenir. Birine ihtiyaç duymak,
yakınlık istemek kişide huzursuzluk yaratır, çünkü ihtiyacının
karşılanmayacağına inanır.
Gülseren Budayıcıoğlu ‘’kader motifi’’ olarak ifade
ettiği kavramda bireylerin çocuklukta öğrendiği bu örüntüleri tıpkı bir yazılım gibi ileriki yaşlarına nasıl uyguladığını açıklar. Bakım veren tarafından yakınlık
ihtiyacı karşılanmayan reddedilen çocuk ilerde de yine reddedileceği suistimal
edileceği, değersizleştirileceği ilişkiler yaşama eğilimindedir. Tanıdık olanı
alır ve kabul eder. Bildiği yoldan gider kişi, sevilmemeyi, değer verilmemeyi
öğrenmiştir yalnızca onu biliyordur çünkü.
Gel gelelim bizim Meryem’e…
Meryem’in bayılmaları bastırdığı duyguların, yok saydığı duyguların
bedeninde yarattığı gerginliğin dışa vurumu olarak kendini göstermişti. Bu
sebeple psikoloğa gitmeye başlamasıyla bayılmaları azalmış Meryem duygularını
terapi ortamında açığa vurma olanı bulmuştur. Meryem’in kimseye kendine bile ifade
edemediği duygusunun terapist tarafından anlaşılmış olması onda terapötik bir
etki yaratmıştır.